13 Ekim 2015 Salı

Güney Kore'nin düşündürdükleri




Aslında dışardan bakıldığında G.Kore Sineması'nda herşey yolunda gibi görünüyor. 

2015 yılında "Assasination" ve "Veteran" isimli yerli filmler 10 milyon adet bilet satışını aşma başarısı gösterdiler.

G.Kore sinema sektörü 2014 yılında 1.6 Milyar $' lık gişe hasılatına ulaşarak dünyanın 6. büyük pazarı haline geldi.

Ancak endüstriye gitgide mega projelerin yön vermeye başlaması beraberinde ciddi sorunları da getirmeye başladı.

Birçok uzman sektördeki dikey yapılanmanın (yapım, dağıtım, gösterim alanlarının aynı grupların tekelinde toplanarak pazar yoğunlaşması yaratması durumu) dev şirketler tarafından üretilen "büyük bütçeli formül filmlerine" yönelik bir üretim modelinin oluşmasına yol açarak film çeşitliliği azalttığını,  bu durumun ise başka daha derin problemlerin kökenini oluşturduğunu belirtiyorlar.

2014 yılında sinema zincirlerinin öncelikle kendi kurdukları dağıtım şirketlerinin filmlerinin gösterimine öncelik tanıdığını görüldü. Buna karşılık küçük filmler ise genellikle  kısmi gösterimler, seans paylaşımı, sabah veya geceyarısı gösterimleriyle yetinmek zorunda kaldılar.

Eleştirmenler ise yerel markete ve ticari başarıya odaklı filmlerin sektörü domine etmesinin sonucu olarak Berlin, Cannes, Venedik gibi festivallerin yarışmalarında gittikçe daha az sayıda Kore filminin yer almaya başladığını  belirtiyorlar.

Kore sinemasının kendi pazarındaki ticari başarısı ülkemizdeki bazi yapımcılar tarafından da keşfedilmiş durumda. Buna bir de iki ülkenin benzer kültürel motifleri eklenince son yıllarda artan şekilde Kore'den adapte yapımlar  sinemalarımızda boy göstermeye başladı.

Sinema endüstrimizdeki dikey yapılanmanın şiddetini arttırdığını da biliyoruz. Anlaşılan sektörümüz sadece içerik adaptasyonuyla yetinmiyor, endüstriyel bir modelleme olarak da Kore sinema endüstrisi bazı çevrelerin iştahını kabartıyor olmalı.

Rekabet kurulumuz piyasadaki rekabeti sadece tüketici ve bilet fiyatı ekseninde değerlendirdiğinden üretimdeki dikey - yoğunlaşmaya yönelik olarak pek kılını kıpırdatmıyor.

Özellikle dijitalleşme sonrası bağımsız yerli yapımlarımızın vizyon konusunda yaşayacağı sorunların kronkleşeceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.

Sinemadan sorumlu bürokrasi ise herhalde birçok Türk filminin vizyona giremeyeceği kıyamet günleri gelene kadar pek kılını kıpırdatmayacak gibi.

Bu konuyu Uzatma Dakikaları'nda gündeme getirmeye devam edeceğiz.