Sayfalar

31 Ekim 2012 Çarşamba

Kültür Bakanlığı 2012/3 destekleri açıkladı





Bakanlik 2012 yılı son destekleme kurulu toplantısı 16-17 ekim'de yapıldı. Buna göre toplam 18 uzun metrajlı filme toplam   4.950.000-TL tutarında yapım desteği verilmesine karar verildi. Destek alan projeler ve destek tutarları şöyle:
 
1. Elvent Kutluğ Ataman“Güneye Bakan Duvar”, 350.000.-TL
2. Kuzgun Film Osman Özcan’ın “Neden Tarkovski Olamıyorum?”, 300.000.- TL
3. Artı Film Yapım’ın “Hiç”, 300.000.-TL
4. Sepya Filmcilik’in “Bay Abdul”, 400.000.-TL
5. Gölge Film Yapım'ın “Baykuş”, 250.000.- TL
6. Kokosuku Film Yapım’ın “İçimdeki Balık” 250.000.-TL
7. Evci Film Produksiyon’ın “Saklı”, 250.000.-TL
8. Kedi Pro.ve Org.‘ın “Benimle Oynar mısın?”, 300.000.-TL
9. Ser Filmcilik ve Sinemacılık’ın “Peri Masalı” , 300.000.-TL
10.Getto Film Yapım’ın “Beni Sen Anlat”, 300.000.-TL
11. ANS Prodüksiyon’ın “İstanbul Hatırası”, 300.000.-TL
12. Imagine Film Productions’ın “Yunus Emre Aşkın Sesi”, 300.000.-TL
13. Siyah Martı Film Yapım’ın “İksir” , 300.000.-TL
14. Ali İlter’in “Paşa Geldi!” 250.000.-TL (ilk film)
15. Tunç Davut’un “Dolanma” 200.000.-TL (ilk film)
16. Ahu Öztürk Uzunyayla’nın “Toz Bezi” 200.000.-TL (ilk film)
17. Erol Mintaş’ın “Annemin Şarkısı”, 200.000.-TL (ilk film)
18.Aysim Türkmen’in “Çekmeköy Underground” 200.000.-TL (ilk film)






30 Ekim 2012 Salı

EAVE 2012 Finali



Bu yıl 30 ülkeden 53 katılımcının 31 projesinin geliştirildiği EAVE'nin üçüncü ve son workshop'ı 5-12 kasım tarihleri arasında Amsterdam'da yapılacak. Her yıl mart ayında Avrupa'nın farklı ülkelerinden seçilen yapımcıların katılımıyla start alan ve üç ayrı ülkede birer haftalık yoğun eğitim ve proje geliştirme atölyesinin gerçekleştirildiği EAVE'nin (European Audiovisual Entrepreneurs) bu son ayağında  projeler sektörün önde gelen profesyonelleriyle bir araya getiriyor, bir diğer deyişle görücüye çıkıyor.
 
Şimdiye kadar Türkiye'den EAVE'ye üç adet katılım gerçekleşmiş durumda. Serkan Çakarer (proje: Kırık Midyeler), Enis Köstepen (proje: Tepenin Ardı) ve Gülin Üstün (Istanbul Film Festivali - Köprüde Buluşmalar)
Daha fazla bilgi için:
http://www.eave.org/

Yabancı Film Oscar adayları



Bu yıl rekor sayıda film yabancı film oscarı için aday gösterildi. Tam 71 ülkenin adayı yabancı film oscarını elde edebilmek için mücadele edecek.

  • Afganistan, The Patience Stone, yön Atiq Rahimi 
  • Almanya, Barbara, yön Christian Petzold 
  • Arnavutluk, Pharmakon, yön Joni Shanaj 
  • Arjantin, Clandestine Childhood, yön Benjamín Ávila
  • Avustralya, Lore, yön Cate Shortland
  • Avusturya, Amour, yön Michael Haneke
  • Azerbaycan, Buta, yön Ilgar Najaf
  • Bangladeş, Pleasure Boy Komola, yön Humayun Ahmed
  • Belçika, Our Children, yön Joachim Lafosse
  • Bosna Hersek, Children of Sarajevo, yön Aida Begic
  • Brezilya, The Clown, yön Selton Mello
  • Bulgaristan, Sneakers, yön Valeri Yordanov ve Ivan Vladimirov
  • Cezayir, Zabana!, yön Said Ould Khelifa
  • Çin, Caught in the Web, yön Chen Kaige 
  • Çek Cumhuriyeti, In the Shadow, yön David Ondrícek 
  • Danimarka, A Royal Affair, yön Nikolaj Arcel
  • Dominik Cumhuriyeti, Jaque Mate, yön José María Cabral 
  • Endonezya, The Dancer, yön Ifa Isfansyah
  • Ermenistan, If Only Everyone, yön Natalia Belyauskene
  • Estonya, Mushrooming, yön Toomas Hussar 
  • Fas, Death for Sale, yön Faouzi Bensaïdi 
  • Filipinler, Bwakaw, yön Jun Robles Lana 
  • Filistin, When I Saw You, yön Annemarie Jacir 
  • Finlandiya, Purge, yön Antti J. Jokinen
  • Fransa, The Intouchables, yön Olivier Nakache ve Eric Toledano 
  • Grönland, Inuk, yön Mike Magidson 
  • G.Afrika, Little One, yön Darrell James Roodt
  • G.Kore, Pieta, yön Kim Ki-duk
  • Gürcistan, Keep Smiling, yön Rusudan Chkonia
  • Hırvatistan, Vegetarian Cannibal, yön Branko Schmidt
  • Hindistan, Barfi! , yön Anurag Basu 
  • Hollanda, Kauwboy, yön Boudewijn Koole
  • Hong Kong, Life without Principle, yön Johnnie To
  • İspanya, Blancanieves, yön Pablo Berger 
  • İsrail, Fill the Void, yön Rama Burshtein
  • İsveç, The Hypnotist, yön Lasse Hallström
  • İsviçre, Sister, yön Ursula Meier
  • İtalya, Caesar Must Die, yön Paolo Taviani ve Vittorio Taviani
  • İzlanda, The Deep, yön Baltasar Kormákur 
  • Japonya, Our Homeland, yön Yang Yonghi 
  • Kamboçya, Lost Loves, yön Chhay Bora
  • Kanada, War Witch, yön Kim Nguyen
  • Kazakistan, Myn Bala: Warriors of the Steppe, yön Akan Satayev
  • Kenya, Nairobi Half Life, yön David 'Tosh' Gitonga
  • Kırgızistan, The Empty Home, yön Nurbek Egen
  • Kolombiya, The Snitch Cartel, yön Carlos Moreno
  • Letonya, Gulf Stream under the Iceberg, yön Yevgeny Pashkevich
  • Litvanya, Ramin, yön Audrius Stonys 
  • Macaristan, Just the Wind, yön Bence Fliegauf 
  • Makedonya, The Third Half, yön Darko Mitrevski
  • Malezya, Bunohan, yön Dain Iskandar Said
  • Meksika, After Lucia, yön Michel Franco
  • Norveç, Kon-Tiki, yön Joachim Rønning ve Espen Sandberg
  • Peru, The Bad Intentions, yön Rosario García-Montero
  • Polonya, 80 Million, yön Waldemar Krzystek
  • Portekiz, Blood of My Blood, yön João Canijo
  • Romanya, Beyond the Hills, yön Cristian Mungiu
  • Rusya, White Tiger, yön Karen Shakhnazarov
  • Sırbistan, When Day Breaks, yön Goran Paskaljevic
  • Singapur, Already Famous, yön Michelle Chong
  • Slovakya, Made in Ash, yön Iveta Grófová
  • Slovenya, A Trip, yön Nejc Gazvoda 
  • Şili, No, yön Pablo Larraín 
  • Tayvan, Touch of the Light, yön Chang Jung-Chi
  • Tayland, Headshot, yön Pen-ek Ratanaruang
  • Türkiye, Ateşin Düştüğü Yer, yön İsmail Güneş
  • Ukrayna, The Firecrosser, yön Mykhailo Illienko
  • Uruguay, The Delay, yön Rodrigo Plá
  • Venezuela, Rock, Paper, Scissors, yön Hernán Jabes
  • Vietnam, The Scent of Burning Grass, yön Nguyen Huu Muoi 
  • Yunanistan, Unfair World, yön Filippos Tsitos 
10 Ocak 2013'de yapılacak basın açıklamasıyla bu filmler arasında beş tanesi finale kalmaya hak kazanacak ve 24 Şubat'da yapılacak törende prestijli oscar ödülünü almak için yarışacak.

Ülkemizde daha önce Nuri Bilge Ceylan'ın Üç Maymun filmi 2009 yılında ilk elemeyi geçerek 9'a kalmayı başarmış, ancak final hakkını elde edememişti. Bu şimdiye kadar ülkemiz sinemasının oscar diyarındaki en büyük başarısı.

Yabancı film oscarı ülke sinemalarının tanıtımına ciddi katkı sağlayan bir platform. Ülkeler bu yarışmada avantaj sağlamak ve filmlerini öne çıkarabilmek için ciddi tanıtım bütçeleri harcıyorlar. Bizim 100.000 - 150.000 USD'lik son derece yetersiz tanıtım bütçeleriyle milyon dolarlar harcayan filmlerle aynı derecede görünürlük elde etmemiz şimdilik pek mümkün görünmüyor. Son yıllarda festival başarıları elde eden filmlerimiz için artık oscar çıtasını yükseltmenin zamanı geldi de geçiyor bile.
 
 

29 Ekim 2012 Pazartesi

Festivallerimiz tam festival!...


Bu yıl önce Adana Altın Koza Film Festivali, ardından da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nın yol açtığı tartışma, didişme, dedikodu ve sansasyonların ardından  temelde nelerin yanlış gittiğini düşünmenin zamanı geldi diye düşünüyorum.

Önce Adana'da verilen ödüllerde jürinin etki altında kaldığı (Ahmet Hakan N.B.Ceylan'ın adını verdi bile!) yorumları yapıldı ve kimi şahıslar zan altında bırakıldı. Ardından Antalya'da jüri başkanının Hülya Avşar olması, festival programındaki filmler hakkında sert açıklamalar ve son olarak da birinciliği elde eden filmin aslında yabancı film olduğu iddialarıyla ortalık tam festival alanına döndü!
Kanımca buradaki temel problem festivallerin son yıllarda para ödüllerini inanılmaz arttırarak bu para üzerinden rekabet ve görünürlük kazanmaya çalışması. Bilinen coğrafyalarda en iyi filme 350.000 TL para ödülü veren böyle festivaller yok. T.C Kültür Bakanlığı'nın film başına yapım desteğinin ilk filmini çeken yönetmenler için ortalama 250.000, daha profesyonel yapımlar içinse 350.000 TL civarında olduğu düşünülürse festival ödüllerinin yapım desteği seviyesinde olduğunu hayretle görüyoruz.

Dünyada festivaller sadece meraklı izleyicilerin film seyrettiği platformlar olmaktan uzaklaştı. Festivaller artık film üretimi konusunda da aktif durumdalar. Gerek ortak yapım platformları (Co Production Market, Atelier, Open Doors gibi) gerek post prodüksiyon destekleri (Cinelink, San Sebastian), gerekse proje geliştirme (Hubert Bals) alanlarında faaliyet gösteriyorlar.

Film festivalleri yerli ve yabancı konukların iyi vakit geçirdikleri bir sosyal etkinlik, danışmanlar için geçim kapısı ve nüfuz alanı, politikacılar ve yerel yöneticiler için de gövde gösterisi yaptıkları bir platform olabilir. Üstüne üstlük yüksek para ödülleriyle de sektöre mavi boncuk dağıtabilirler. Ancak tüm bunlar bir festivalin o ülkenin endüstrisi için manalı ve faydalı olduğu anlamına gelmeyebilir. Özellikle yukarıda belirtmeye çalıştığım üretim süreçlerine katılmayan bir festival günümüzün değerleriyle "film haftası" olmakla yetinmek zorunda kalır.

Sinema sektörümüz bu ödülleri bir nevi kazanılmış hak, diğer bir deyişle sektöre enjekte edilen sıcak para olarak gördüğünden ve kısa vadeli düşündüğünden bu duruma açıkça tavır almıyor. Oysa festivallerimizin bir an önce çağdaş örneklerine yakışır bir anlayışa yaklaşması gerekiyor. Dağıttığı sürpriz ödüllerle jüriyi günah keçisi yapmak yerine kendilerine bir vizyon belirlemek, programlarını, filmleri, jürilerini ve yapım süreçlerine katkı modellerini de buna göre oluşturmalarını festivallerimizden bekliyoruz.

Ülkemizde özellikle proje geliştirme ve yapım anlamındaki bilgi ve finansman eksikliğini gidermeye yönelik olarak yapımcı, yönetmen, yazar ve endüstriden profesyonellerin bir araya geldikleri, bilgi alışverişinde bulundukları, projelerini anlattıkları, finansman elde ettikleri ve geri bildirim aldıkları platformlara şiddetle ihtiyacımız var. Festivaller ise bunun için biçilmiş kaftan. Dolayısıyla sadece en iyi filme heybetli para ödülleri vermek yerine proje geliştirme, dağıtım, eğitim gibi farklı alanlarda da mali desteklerin sunulduğu bir etkinliğı kastediyorum. 

Bu yaklaşımla festivallerimizin sadece skandallarla anılmasının önüne geçileceği gibi  daha katılımcı, aktif ve üretken etkinlikler olmaları sağlanacaktır. Projelere daha erken safhalarda katkı verilmesiyle ortaya çıkan filmlerin ilk gösterimlerinin ilgili festivalde yapılması hem üretilen filmlerle festivalin bağını güçlendirecek, hem de festivaller arasındaki rekabetin de daha sağlıklı ve üretken olmasını sağlayacaktır.
 




23 Ekim 2012 Salı

Abu Dabi Film Festivali izlenimleri

Abu Dabi Film Festivali bu yıl 11 - 20 Ekim 2012 tarihleri arasında yapıldı. 

Programda Türkiye'den Araf ve Tepenin Ardı filmlerinin yer aldığı festivalin tüm gösterimleri festival konuklarının ağırlandığı görkemli Emirates Palace yakınlarındaki Marina Mall'da yapılıyor.Festival körfez bölgesindeki diğer festivallerle (Dubai ve Doha başta olmak üzere) rekabet halinde.

Rekabette avantaj sağlamak isteyen Abu Dabi yönetimi 1 Eylül 2012 tarihinden geçerli olmak üzere yabancı yapımlar için bölgede yapılacak harcamaların belli oranda iade edildiği bir teşvik sistemi duyurdu (http://www.film.gov.ae) Buna göre sinema, tv ve post prodüksiyon harcamalarını burada yapan projeler harcamalarını %30'a varan oranda geri alabilecekler. Bu teşvikle bölgeye yabancı yapımların çekilmesi ve bölgenin tanıtımına katkı sağlanması amaçlanıyor. Ben konuyu biraz soruşturdum. Her ne kadar enteresan mekanlar mevcut olsa ve post prodüksiyon için gerekli altyapı bulunsa da burası şu anda Türk prodüksiyonlar için pahalı ve lüks bir alternatif. Mevcut haliyle sanırım ancak Hollywood yapımları için bir opsiyon olabilir.

Festivalin program sorumlusu da bir Türk, Özge Calafato. Özge festivale Türkiye'den daha çok film ve profesyoneli getirmek için çaba gösterdiğini ancak bu konuda her zaman başarılı olamadığını söyledi. Zaten gördüğüm kadarıyla ülke kotaları (programdaki 82 uzun metrajlı filmin 20 tanesi Arap filmi) vs sebebiyle bunun çok da kolay bir iş olmadığını anladım.