Eylül ayında önce Türkiye'nin Oscar adayını belirledik, arkasından Adana Film Festivali yapıldı, geçtiğimiz hafta ise Antalya Film Festivali'nin ulusal yarışma filmleri açıklandı.
Uzatma Dakikaları olarak her üç seçimde de özellikle vizyon meselesi ile ilgili olarak kafa karışıklıkları olduğunu düşünüyoruz.
Adana Film Festivali'nin ana yarışmasında ise daha önce vizyona girmiş üç film yer aldı. (Çanakkale Yolun Sonu, Eve Dönüş Sarıkamış ve Jin). Adana Film Festivali'nin ulusal yarışmada premiere şartı aramaması anlaşılabilir bir durumdur. Ancak her ne kadar festivalin yönetmeliğine aykırı olmasa da bu seviyedeki festivallerin gösterime girmiş filmleri ana yarışmaya almasının ne festivale ne de sektöre fayda sağlamayacağını
düşünüyoruz.
Geçtiğimiz hafta ise bu kez Antalya Film Festivali'nin Ulusal Yarışma Filmleri açıklandı. Bilindiği gibi Antalya'nin yarışmasında filmlerin premiere olması şartı aranıyor. Ancak ana yarışma için seçilen filmlerden biri (Meryem) geçtiğimiz hafta sonu vizyona girdi. Dolayısıyla merak ettiğimiz; premiere şartı ana yarışmanın açıklandığı tarih itibariyle mi geçerli oluyor (ki mantıksız)? Yoksa premiere'den kasıt festival premiere'i olması mı (ki manasız)?
Oscar seçimlerinde ise bunun tam tersi bir durum yaşadık. Bir filmin yabancı film kategoriside oscar adayı olabilmesi için 1
Ekim'e kadar en az 1 hafta süreyle gösterimde kalması gerekiyor.
Normalde bizde oscar adayı filmler ekim ayında yapılan bir oylama ile
seçilirdi. Bu yıl ise 'geç kalıyoruz' gerekçesiyle oylama eylül'ün
başında yapıldı. Ancak tuhaftır ki başvuruda bulunan 6 filmin 3 tanesi
oylamanın yapıldığı tarih itibariyle henüz vizyona girmemişti. Sözkonusu
filmler oscar için seçildikleri takdirde vizyona gireceklerini beyan
ettiler. Bu pratikte mümkün elbette, ancak bu filmlerin başvurularının
kabul edilmesi anlaşılır bir durum değil. Nitekim oscar komitemiz de bu
durumu anlamış olmalı ki vizyona girmemiş olan filmlerin başvurusunu kabul
etse de oylamada değerlendirme dışı bırakmış. Zararın neresinden dönülse
kardır diyelim.
Velhasıl bu vizyon meselesi iyice arapsaçına dönmüş durumda.