Sayfalar

29 Aralık 2013 Pazar

"Yaratıcı Avrupa" nın neresindeyiz?


MEDIA, Avrupa Birliği'nin görsel işitsel sektöre yönelik bağımsız yapımcıların proje geliştirmesi, ortak yapımlar gerçekleştirmesi ve sınır ötesi seyirciyle buluşabilmesine yönelik programıdır. Bu kapsamda sinema alanında finansman kaynakları sınırlı, küçük - orta boy yapım şirketleri tarafından üretilen filmlere proje geliştirme ve dağıtım desteği sağlanıyor.

MEDIA'nın 2014 - 2020 yılları arasında yürütülecek olan yeni dönemi Yaratıcı Avrupa (Creative Europe) adıyla açıklandı.  Programın sloganı: "hayal et, yarat, paylaş"

Yaratıcı Avrupa ile ilgili çalışmalar 2011 yılından beri sürmekteydi. 

Programın onaylanan 1.46 milyar Euro'luk bütçesinin %56'lık kısmı sinema destekleri için kullandırılacak.

Yaratıcı Avrupa'nın sinema alanındaki katkılarını 3 başlık altında toplayabiliriz:

- Eğitim
- Festivaller
-Proje geliştirme ve dağıtım

Bilindiği gibi Türkiye MEDIA'nın tam üyesi değil. 

Aday ülke statüsündeki Türkiye 2007 - 2013 yıllarını kapsayan bir önceki dönemde sadece eğitim modülünden yararlanabilmişti.
23 Aralık 2013'de Pera Palas'da bakanlık yetkilileri tarafından Yaratıcı Avrupa ile ilgili bir bilgilendirme toplantısı yapıldı.

Toplantıda aktarılanlardan şu notları çıkardık:
- Türkiye ile Media arasında Yaratıcı Avrupa üzerine müzakereler ise halen sürüyor. Yani henüz resmi olarak Yaratıcı Avrupa'nın bir yararlananı değiliz. Durumumuzun ocak ayı sonuna kadar kesinlik kazanacağı belirtildi.

- Türkiye'nin Medya'ya tam üyelik ile ilgili girişimleri sonuçsuz kalmış görünüyor. Yaratıcı Avrupa'ya dahil olsak bile eğitim ve muhtemelen festivaller başlıkları için yararlanıcı olacağız.

- Yapımcıları direkt ilgilendiren proje geliştirme ve dağıtım konularında ise umutlar kaf dağlarının arkasında görünüyor. Sinemamızın üvey evlat görmesinin nedeni ise Dünya Ticaret Anlaşması'nda imzamızın olmaması.



 Konuyla ilgili detaylı bilgi için: http://ccp.gov.tr/ccp

23 Aralık 2013 Pazartesi

Copyright Levy nedir?



Telif hakları konusundaki yazı dizimize devam ediyoruz. İkinci yazımızın konusu Copyright Levy. Uzatma Dakikaları'nda bu konuda daha önce de bir küçük bilgilendirme yazısı kaleme almıştık. Bu defa konuyu biraz daha detaylı ele almak istedik.

Copyright Levy (Özel Kopyalama Bedeli) Nedir?
Basitçe anlatırsak yasal bir eser kopyasının (müzik cd, dvd, blu ray, oyun vs) eş-dost-akraba-aile içi kullanım, bilimsel araştırma vs. gibi amaçlarla, yani ticari amaç güdülmeksizin, kopyalanması - çoğaltılmasına "şahsi kullanım için çoğaltma" deniyor. Bir diğer değişle Bu yolla çoğaltılan kopyalar "korsan" muamelesi görmüyor.

Bu yolla ortaya çıkan kopyalardan dolayı hak sahiplerinin uğradığı mali kaybı biraz olsun kompanse edebilmek için boş cd, dvd, kaset gibi mecraların veya kopyalama için kullanılan cihazların (hard disk, flaş bellek, mp3 player, dvd yazıcılar vb) üretici veya ihtalatçılarından alınan bedele 'Copyright Levy' deniliyor.

Türkiye'deki Mevcut Durum
 

5846 sayılı kanunun 38. maddesi'nde şahsen kullanma ile ilgili bir hüküm bulunuyor ("Bütün fikir ve sanat eserlerinin kar amacı güdülmeksizin şahsen kullanmaya mahsus çoğaltılması mümkündür")
 
Ayrıca 44. maddede boş cd, dvd ve kayıt cihazlarından alınan tutar "ithalat ve imalat değerinin %3'ünü geçmemek koşuluyla" denilerek bir tarife de oluşturulmuş.
 

Ancak tam olarak nelerden ne kadar alındığı, toplam ne kadar paranın biriktiği  belli değil. "Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu Numarası" diye adlandırılan bir genel sınıflandırma çerçevesinde toplandığını biliyoruz. Yani şu kodlu üründen bu kadar, şu kodlu üründen bu kadar şeklinde.
 

Tabii bu tarife devlet tarafından belirlendiği, toplandığı ve tamamı alıkonularak "Kültürel Amaçlar" için ayrıldığından bu bir nevi 'Copyright Tax' bize göre. Zaten durum o kadar saçma ki, eğer toplanan paralar hak sahiplerine dağıtılmıyorsa bu düzenlemenin Telif Hakları Kanunu'nda ne işi var anlayamıyoruz.
Dolayısıyla bizdeki mevcut uygulama iki adet gayet şahsına münhasır durum arzediyor:

A - Tamamı devlet tarafından toplanıyor. İncelediğimiz Wipo raporuna göre bu başka hiçbir ülkede bu yok.

B-Tamamına devlet el koyuyor. Böyle bir örnek de yok (zaten olamaz) 


Yine bu konuda başvurduğumuz Wipo raporune göre genelde devletler %0 (hollanda, isveç vb)  ve %30 arasında değişen oranlardaki kısmını kültürel amaçlı kullanmak üzere ayırıyorlar. Dolayısıyla toplanan tutarın büyük kısmı   hak sahiplerine dağıtılıyor. Bazı ülkelerde ise Copyright Levy yok (mesela ABD), Norveç'de ise devlet mevcut tarifeye göre cebinden çıkarıp hak sahiplerine ödüyor!... Yani biz bu alanı da biraz çiftliğe çevirmişiz!..  
 Yeni Telif Kanunu taslağındaki düzenleme
Henüz yasalaşmayan yeni 5846 sayılı yasa ise şu yenilikler getiriliyor.

“1.Şahsi kullanım amacıyla çoğaltım

MADDE 38
"Her türlü boş video kaseti, ses kaseti, bilgisayar disketi, CD, DVD gibi taşıyıcı materyaller ile fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmasına yarayan her türlü teknik cihazı ticari amaçlı imal veya ithal eden gerçek ve tüzel kişiler imalat veya ithalat bedeli üzerinden yüzde üçü geçmemek üzere Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek orandaki miktarı keserek bir ay içinde topladıkları meblağı, “şahsi kullanım bedeli” olarak sonraki ayın en geç ortasına kadar Bakanlık adına açılacak özel hesaba yatırmakla yükümlüdürler. Özel hesapta toplanan bu tutarın %30’u üyelerine dağıtılmak üzere ilgili sektör ortak lisanslama birimine verilir. Bu oranı arttırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir."

"Ortak lisanslama birimine aktarılan tutardan sonra bu hesapta kalan miktar fikrî mülkiyet sisteminin güçlendirilmesi ile kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla Bakanlıkça kullanılır. Bu hesapta kalan miktarın dağıtımı ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar Kültür ve Turizm Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”

Bu şekliyle şahsi kullanım hükmüne ek olarak bunun hem kayıt edilen ortam, hem de cihazlardan toplanacağı hükmü de eklenmiş, tarife belirtilmiş, hak sahiplerine ödeme yapılacağı da yazılmış. 

Bu haliyle bir Copyright Levy uygulamasından bahsedebiliriz. 
Ancak halen tarifeyi devlet belirliyor, devlet topluyor ve sadece %30'unu sektöre veriyor. Kısacası "vergi" durumu olmaya devam ediyor. 

Uzatma Dakikaları'nın konuyla ilgili önerileri:

Yeni yasada,
1) Copyright Levy'nin ayrı bir kurum ve kuruluş tarafından toplanması,

2) %30'unun kültürel amaçlar için devlete verilmesi,
3) %70'inin hak sahiplerine ayrılması (bu tutardan da %10 Copyright Levy toplayan kuruluşun yönetim gideri olarak ayrılması),
4) Meslek birlikleri arasında ise bu tutarın eser sahipleri, oyuncular ve yapımcılar arasında eşit olarak dağıtılması

hükümlerinin yer almasıdır.

Aşağıda copyright levy uygulamasını ülkelere göre gösteren bir tablo da oluşturduk. 


COPYRIGHT LEVY
ülkeler kültürel amaçlı ayrılan hak sahiplerine dağıtılan yapımcı
Avusturya %50 %50 belirtilmemiş
Belçika 0% 100% 1/3
Bulgaristan %30 %70 ¼
Burkina Faso %50 %50 belirtilmemiş
Kanada 0% 100% Video için yok
Hırvatistan %30 %70 %35
Çek Cum %15 %85 %25
Danimarka %33 %67 1/3
Finlandiya %50 video %35 audio %50 video %65 audio belirtilmemiş
Fransa %25 %75 1/3
Almanya süren bir dava var, onun için dağıtılmıyor
Yunanistan belirtilmemiş belirtilmemiş %20
Macaristan %10 %90 %13
İtalya %50 video %50 video 1/3
Japonya %20 %80 belirtilmemiş
Letonya %10 %90 1/3
Litvanya %25 %75 %30
Hollanda Max. %15 Min. %85 %40.75
Norveç devlet hak sahiplerine ödüyor belirtilmemiş
Paraguay %10 %90 1/3
Polonya %21 %79 %40
Portekiz %20 %80 %30
Romanya 0% 100% 1/3
Rusya %15 %85 %30
Slovakya 0% 100% ödeme yükümlülüğü
Slovenya 0% 100% henüz dağıtılmıyor
İspanya %20 %80 1/3
İsveç 10% 90% 1/3
İsviçre %10 %90 %57
Türkiye %100 %0 0%
ABD sinematografik eserler için copyright levy yok



21 Aralık 2013 Cumartesi

Eser sahibi kimdir?




Uzatma Dakikaları 'telif hakları' ile ilgili bilgi kirliliğini biraz olsun çitilemek için  kolları sıvadı.

İlk olarak 'eser sahibi kimdir?' sorusunu soruyor ve bunun Türkiye ve Avrupa eksenindeki hukuki zeminini sizlerle paylaşıyoruz.

Ülkemizde eser sahipliği 5846 sayılı Telif Hakları Yasası ile düzenlenmiş. Bu yasaya göre üretilmiş bir sinematografik eserin yönetmeni, senaristi ve özgün müzik  bestecisi ortaklaşa olarak 'eser sahibi' kabul ediliyor. (bir de animatör var aslında ya, neyse!)

Yasada yapımcı ve oyuncu ise 'bağlantılı hak sahipleri' olarak tanımlanmış.

Uzatma Dakikaları Avrupa ülkelerindeki eser sahipliği durumunu da araştırdı ve ortaya aşağıdaki gibi bir tablo çıktı.

Bu tabloda:

Yeşil kutular: eser sahipliği

Sarı kutular : ortak eser sahibi olmayıp, mevcut bir eserle ilgili ama ondan bağımsız bir sahipliği, yani bir nevi yardımcı eser sahipliği

anlamına geliyor.

Kırmızı'nın ne anlama geldiği ise hepinizin malumu!...

Bazı ülkelerde teknik ekibin (görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, kurgucu, ışık şefi vb.) yasayla veya sözleşme kapsamında eser sahibi olarak kabul edilebildiğini görüyoruz.

İngiltere ise yönetmen ve yapımcının (şirket olarak) eser sahibi kabul edilmesiyle Kıta Avrupası'ndan farklı bir yerde duruyor.

Türkiye'deki düzenlemenin, en azından yasal düzeyde, Avrupa'da genel olarak kabul görmüş olan eser sahipliği ile örtüştüğünü görüyoruz.



-->

Yönetmen Senarist Besteci Teknik ekip (y) Teknik ekip (s) Yapımcı
Almanya





Avusturya





Belçika





Çek Cum





Estonya





Finlandiya





Fransa





Hollanda





İngiltere





İspanya





İsveç





İsviçre





İtalya





Polonya





Portekiz





Romanya





Slovakya





Türkiye













Eser sahibi

İkincil eser sahibi

Eser sahibi değil
Teknik ekip (y): Eser sahipliği yasa ile kabul edilen
Teknik ekip (s): Eser sahipliği sözleşme ile kabul edilen


6 Aralık 2013 Cuma

Hayır'dır inşallah!



Film yapmak üzere yola çıkan proje sahiplerinin kaçınılmaz olarak kapısını çaldığı iki resmi kurum var: Kültür Bakanlığı ve Eurimages.

Son yıllarda artan para ödülleriyle festivaller de yapımcılarımız için yeni bir adres oldu.

Bu üç adresin de bir ortak özelliği bulunuyor:

Hem Kültür Bakanlığı Destekleme Komisyonu "üyeleri", hem Türkiye'nin Eurimages "temsilcisi" hem de festivallerde yarışacak filmleri belirleyen "ön seçiciler" in ortak özelliği, bu işi "hayrına" yapıyor olmaları.

Kültür Bakanlığı destekleme komisyonunda görev yapan üyelere toplanti başına  325 TL. ödeniyor (yazıyla: üçyüzyirmibeşTürkLirası)

Eurimages temsilcimiz maaş almıyor (daha doğrusu alamıyor, bu da başka bir yazının konusu). Kendisine sadece toplantılara katılabilmesi için uçak bileti sağlanıyor ve günlük 95 Euro (yazıyla: doksanbeşavro) harcırah veriliyor.

Festivaller ise ön seçici kurullarda görev yapan sektör temsilcilerini bila bedel çalıştırıyorlar.

Bakanlığın dağıttığı destek 10 milyon TL'nin üzerinde, Eurimages'a Türkiye'nin katkısı yıllık 1 milyon Euro, festivallerin dağıttığı para ödülü toplamı ise 1 Milyon TL'yi aşıyor.

Durum gayet enteresan. Zira sektördeki tüm akçeli mecraların bu şekilde yürütülmesi herkesi töhmet altında bırakacak söylentileri de yaratıyor. Değerlendirme komisyonunda görev yapanlar avantacılıkla, Eurimages temsilcileri projesine göre davranmakla, seçici kurul üyeleri de çeşitli tanıdıkları kayırmakla suçlanıp duruyorlar.

Bu görevleri hayrına icra edenlerin bir yandan büyük sevap kazanırken, bir yandan da kulaklarının çınladığı bir gerçek.

Uzatma Dakikaları sinema ile ilgili akçeli işlerin profesyonel bir anlayışla yürütülmesi gerektiğini düşünüyor.  

Sinemanın sektör olabilmesinin yollarından biri de buradan geçiyor.







 



4 Aralık 2013 Çarşamba

İrlanda vergi indirimi oranını arttırdı



İrlanda Hükümeti 2015 yılından itibaren geçerli olmak üzere  vergi indirimi (tax break) oranını %32'ye yükseltme kararı aldı. Ülkede halihazırda 'kanunen kabul edilen prodüksiyon giderlerinin' %28'i vergi indirimine tabi durumda.

Ülkede bağımsız film, televizyon ve animasyon yapımlarında mal ve hizmetler için yapılan toplam harcama büyüklüğü 2012 yılında bir önceki yıla göre %30 artarak 180 Milyon Euro olarak gerçekleşti. Tüm görsel işitsel sektörün cirosu 500 Milyon Euro olarak kaydedilirken tam zamanlı istihdam sayısı ise 6500'e ulaştı.