Yapımcılarımızın finansman problemi çok bilinmeyenli bir denklem.
Ülkemizde destek mekanizmalarının Avrupa'ya nazaran çok yetersiz olduğu da hepimizin malumu.
Ülkemizde destek mekanizmalarının Avrupa'ya nazaran çok yetersiz olduğu da hepimizin malumu.
Büyük festivallerde premiere yapmış, yabancı film oscar adaylıkları olan, ödüllü bazı Avrupa filmlerini masaya yatırıp finansman modellerini mercek altına alalım dedik. Burada yer verilen filmlerin bütçesi elbette yüksek. Ancak sadece parasal büyüklüklere değil, ilgili kalemlerin finansman içindeki % payına dikkatinizi çekiyoruz.
Bu listede yer alan filmlerdeki;
Yapımcı ve yatırımcı katkısı: ortak yapımcıların kendi yatırımları, özel yatırımlar ve vergi avantajları,
Ön Satış Gelirleri: Televizyon ve dağıtımcılardan alınan minimum garantiler ve avansları,
Fonlar: Ortak yapımda yer alan ülkelerin devlet fonları ve Eurimages katkısı,
olarak değerlendirebilirsiniz.
KON TİKİ
(Norveç - İsveç - Danimarka ortak yapımı)
Toronto Intl. Film Festival,
Norveç'in yabancı film oscar adayı
Yapımcı ve Yatırımcı katkısı: 3.960.000 Euro (%33)
Ön Satış gelirleri: 4.500.000 Euro (%37.5)
Fonlar: 3.540.000 Euro (%29.5)
Toplam 12.000.000 Euro
AMOUR
(Fransa - Avusturya - Almanya ortak yapımı)
Cannes En İyi Film,
Yabancı Film Oscar ödülü
Yapımcı ve Yatırımcı katkısı: 2.835.051 Euro (%34.85)
Ön Satış gelirleri: 2.586.933 Euro (%31.8)
Fonlar: 2.713.026 Euro (%33.35)
Toplam 8.135.012 Euro
A ROYAL AFFAIR
Danimarka - İsveç - Çek Cum. ortak yapımı)
Berlin En iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu ödülleri
Yabancı Film Oscar adayı
Yapımcı ve Yatırımcı katkısı: 1.474.772 Euro (%23)
Ön Satış gelirleri: 2.382.284 Euro (%37)
Fonlar: 2.555.116 Euro (%40)
Toplam 6.412.172 Euro
CARNAGE
(Fransa - Almanya - İspanya - İspanya ortak yapımı)
Altın Küre ve EFA adayı
Yapımcı ve Yatırımcı katkısı: 1.080.000 Euro (%6)
Ön Satış gelirleri: 11.080.000 Euro (%66)
Fonlar: 5.040.000 Euro (%28)
Toplam 18.000.000 Euro
Örneklerde dikkatimizi çeken en önemli nokta "Ön Satış" olarak görülen orta blok, yani orta saha ! Bizim finansman modellerimizin bu örneklerden en büyük farkı burada. Filmlerimizin ön satışlarını yapmak, dağıtımcı veya televizyonların yapım aşamasında hemen hiç esamesinin okunmadığı bir sektörde pek de mümkün olmuyor. Eurimages başvurularında da bu "bölge" için geçici ve kağıt üzerinde çözümler üretip sonrasında da özellikle buradan gol yediğimiz bilinen bir gerçek.
Televizyon kanalları dizilerle dolup taştığı, dağıtımcılar da filmlere herhangi bir yatırımda bulunmadığı için tüm finansman yapımcının üzerine yığılıyor. Uluslararsı arenada yarışan filmlerimizin finansman modeli genel olarak Kültür Bakanlığı desteği, özkaynak yatırımları, ortak yapımcı varsa da bir miktar yabancı fon ve Eurimages gibi kalemlerden oluşuyor. (Borç harç meselelerine girmiyoruz hiç !)
Televizyon kanalları dizilerle dolup taştığı, dağıtımcılar da filmlere herhangi bir yatırımda bulunmadığı için tüm finansman yapımcının üzerine yığılıyor. Uluslararsı arenada yarışan filmlerimizin finansman modeli genel olarak Kültür Bakanlığı desteği, özkaynak yatırımları, ortak yapımcı varsa da bir miktar yabancı fon ve Eurimages gibi kalemlerden oluşuyor. (Borç harç meselelerine girmiyoruz hiç !)
Uzatma Dakikaları terminolojisinde "doldur boşalt" diye adlandırabileceğimiz bu oynama düzeni ile ancak rastlantısal başarılar olur, "karambol golleri" atılabilir.
Ağırlıklı olarak devlet desteği ve özkaynak finansmanı ile yürümeye çalışan bir sinemanın ne idari ve de mali olarak özerk olması da mümkün değil ne yazık ki.
Özel sektörümüzün (dağıtımcılar, televizyonlar, sinema salonu işletmecileri vs) filmlerin yapım sürecinde yer almaları olmazsa olmaz bir gereklilik. Doğru finansman modelleriyle prodüksiyon kalitesi ve teknik standartları yüksek, isimli oyuncuların dahil olabileceği projeler gerçekleştirilebilir. Sektörde buna doğru bir gidişat olmaması durumunda ise yolun sonu pek görünmüyor.
Bizce futbolun temel prensibi burada da işliyor: Orta sahasız maç kazanılmaz!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder