14 Şubat 2022 Pazartesi

Geleceği Şekillendirmek

 



Covid 19 salgını ve yaşadığımız ekonomik krizin sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada en çok bağımsız yapımcıları etkilediğini görüyoruz. Sektör kelimenin tam anlamıyla bir “sırat köprüsünden” geçiyor ve köprünün öte yanında bizi neyin beklediğini de pek bilmiyoruz. Pendeminin sektörde hangi kalıcı hasarları bırakacağını bilmezken üstüne üstlük bir de patenti Türkiye'ye ait "ekonomik modelin" yarattığı sorunlarla uğraşıyoruz. Ve görünen o ki pandemiye kıyasla yaşadığımız ekonomik kriz sektörümüzü daha derinden ve daha uzun vadeli olarak etkileyecek.

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan iki önemli gelişmeden bahsetmek gerek: Önce Youtube “Originals” programının sona erdiğini açıkladı, bundan kısa bir süre sonra da Netflix hisse senetlerinin kasım ayındaki değerine kıyasla %50 değer kaybederek pandemiden önceki seviyelere gerilediği görüldü. Bu iki gelişmenin ışığında bir süredir sektördeki pek çok kişinin dillendirdiği "bildiğimiz dünyanın sonu geldi ve artık gelecek tamamen dijital platformlarda" şeklinde kestirimlerde bulunabilmek için henüz erken bir dönemde olduğumuz anlaşılıyor.

2020 yılında AB komisyonunun "iklim değişikliği", "dijitalleşme" ve "teknolojik gelişme" gibi başlıkları içeren "Avrupa'nın Dijital Geleceğini Biçimlendirmek" tebliği yayınlamıştı (https://ec.europa.eu/info/publications/communication-shaping-europes-digital-future_en) Komisyonun 2021 yılında, yani pandeminin sürmekte olduğu bir dönemde yayınladığı "Medya ve Görsel - İşitsel Eylem Planı" metninde ise mevcut endüstrinin ekolojik sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve fırsat eşitliği gibi temel kavramlar üzerinden dönüştürülmesi konularına yer verilmişti. (https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:52020DC0784&from=EN)

Son olarak bu hafta Berlin'de başlayan sanal EFM ise "Geleceği Şekillendirmek" mottosuyla başladı. (https://www.berlinale.de/en/news-topics/news/detail_129871.html )

2022 yılından itibaren hızla değişen izleyici tercihlerine de bağlı olarak yeni dağıtım modelleri ortaya çıkıyor. Mecra süreleri, sıraları ve münhasırlıkları köklü bir şekilde değişecek gibi görünüyor. Sektörde hibrid çalışma modellerinden, karbon emisyonuna duyarlı Yeşil Yapım kavramından, finansman modeli olarak Blockchain ve NFT'den bahsedilen yepyeni bir döneme giriyoruz.

Ülkemizde de bu bahsettiğimiz yeni zamanlara ayak uydurabilmemiz adına görsel-işitsel endüstriyi yatırımcılar için cazip hale getirecek, mevcut kısıtlı kaynakları daha etkin kullanabilmemizi sağlayacak, sağlıklı bir üretim ortamı yaratacak ve uluslararası alanda eşit şartlarda rekabet edebilmemizi sağlayacak sektörel teamüllerin oluşturulması ve yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor.

Ve tarihin bu noktasında bağımsız yapımcılara her zamankinden daha çok iş düşecek.