30 Temmuz 2013 Salı

Kefilin var mı, filmin var


Türkiye'de günlük hayatın hayhuy'u içinde pekçok garipliği üzerinde düşünmeden ve sorgulamadan "normal" kabul eder olduk.Sinema hayatı fena halde taklit ettiği için böylesi pek çok "gariplik" bizim sektörde de mevcut. Bizce bakanlık desteğine hak kazanan projelerden "kefil" istenmesi de bunlardan biri.

Belki bilmeyenleriniz vardır: Bakanlık desteği alan projelerden parayı alabilmeleri için emekli olmayan (çünkü emeklilerin maaşlarına haciz konulamıyor), maaş bordrolu 2-3 kefil isteniyor. Üstelik kefillerinizi alıp hep birlikte sözleşmeyi imzalamak için Ankara'ya gitmeniz gerekiyor. 

Mesela, Eurimages sözleşmesi için kefillerinizi alıp tüm ortak yapımcılarınızla da birlikte sözleşme imzalamaya Strasbourg'a gittiğinizi düşünsenize...

Bizde geçen yıla kadarki uygulamada kefiller destek tutarıyla filmin çekilmesine  kefildi. Ancak son saçma uygulamalarla artık sadece filmin tamamlanmasına değil, aynı zamanda filmin belirli bir tarihte sinemalarda ticari gösterime girmesine, yapımcının destek tutarının 2 misli fatura ibraz etmesi gibi durumlara da kefiller. Yani film vizyona girene kadar, hatta projeniz bakanlık ile ilişik kesene kadar kefilleriniz "iğne üstünde" oturuyor.

İyi de Edirne'den ötede  hiçbir yerde olmayan bu uygulama bizde niçin var? 

Genel kural şudur: Yapımcı bir filmin kefilidir. Sözleşmeleri imzalar, gerekli yükümlülükleri yerine getirir, aksi takdirde de sonucuna katlanır.

Yapımcının önem ve değer taşımadığı bizim gibi ülkelerde ise "kefiller" filmin yapımcısı olurlar.

Uzatma Dakikaları tüm bakanlık desteği alan meslektaşlarımıza kefillerini filmlerinin jeneriğine "yapımcı" olarak yazmalarını öneriyor.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder