31 Mayıs 2013 Cuma

Hayatta en hakiki mürşit film'dir


Döndükten sonra buradaki arkadaşlarla konuşunca görüldü ki Türkiye'de Cannes ile ilgili tüm ilgi ve alaka Hülya Avşar (ki kendisini sadece dönerken havaalanında gördük) ve Chopard (Şopar olarak okunuyor) ile sınırlı kalmış.

Bu sene herhangi bir bölümde gösterilen filmimiz yoktu. Haliyle Türkiye standı da sakin bir Cannes geçirdi. Özellikle 2011 ve 2012 yıllarında bakanlık tarafından birçok ilk yönetmen filmine destek verildiğini düşününce burada yan bölümlerde bile olsa 1-2 genç yönetmen ve yapımcımızı görmek iyi olurdu diye düşündük.


Filmimiz yoktu, peki ama "hangi filmler olabilirdi acaba?" diyerek standdaki "Türk Filmleri 2013" kataloğuna baktık. Biraz tuhaf belki, ama birkaç film hariç yönetmenini yada yapımcısını tanımadığımız, adını ilk kez gördüğümüz filmlerle dolu bir katalog. Kısacası bu sene ülkemiz açısından çok pırıltılı bir yıl değildi. Yada biz feci şekilde ofsayt durumundaydık...

Market alanı da mesela bir beş yıl öncesine göre gittikçe sönük görünüyordu.   Hem zaten pek öyle dikkate değer film var mıydı diye sorarsanız, o da ayrı konu. Birkaç enteresan belgesel çarptı gözümüze, ama bizim memleketin bu halini düşününce o belgesellerin birkaçını festivaller hariç burada seyredebilir miyiz, biraz zor...

Market alanında merkezi bir noktada "Turkish Cinema in Cannes" başlıklı bir billboard da yer almaktaydı. Kültür Bakanlığı'nın parasıyla yapılan bu reklam tanıtım aktivitesi billboard'da sadece Atelier bölümüne seçilen Özcan Alper'in Rüzgarın Hatıraları isimli projesi yer almaktaydı -hani şu bakanlığın desteklemeye değer bulmadığı- Bakanlık projeyi desteklememişti, ama bilboard ilanı vermişti işte! Özcan Alper memnun kalmış mıdır acaba? Hiç sanmıyoruz...

Bu sene ilk kez birkaç yapımcımızdan "iyi güzel de nasıl para kazanıyorsun?" sorusunu bizzat işittik. Bu soru bir değişimin başlangıcına işaret ediyor olabilir. Yapımcılarimiz sadece film yapmanın tek başına bir anlamı olmadığını tecrübe etmeye başlamışlar. Sinemanın başka denizlere doğru yelken açtığı çok açık artık. Bugün bir filmin yapım sonrası süreci, film yapmak kadar önemli artık. Dolayısıyla iyi filmler yapmak, sonrasında da bu filmleri doğru zamanda ve doğru platformda sunabilmek gerekiyor.

Dediğim gibi genç yapımcılarımız ufukta giden deminin kaybolmasından hareketle dünyanın düz olduğu fikrinden hafif kıllanmaya başlamışlar. Henüz dünya küre'dir noktasına gelememiş olsalar da bu bizce önemli bir farkındalık...

Cannes'in en leri:
En ıslak gün: Cumartesi
En çalışkan ülke standı: İngiltere
En sosyal stand: Güney Avrupa
En görsel stand: Flanders Image
En misavirperver stand: Türkiye
En hakiki mürşit: "Film"



































23 Mayıs 2013 Perşembe

Son bakanlık destekleri hakkında


2013 yılı ilk dönem bakanlık destekleri açıklandı. 

Destek alan tüm projelere bol şans dileyelim. Çoğu proje daha yolun başında, bundan sonrası için de zorlu bir yol var önlerinde kuşkusuz.

Bakanlık sitesindeki karar metnini okuduktan sonra gözümüze çarpan hususları yazalım istedik.

* İlk film desteği alan projelerle ilgili şu soruların cevaplanması gerek: İlk film desteği nedir? Kime veya hangi tip projelere verilir? İlk film desteklerinin amacı ve hedefi ne olmalıdır?  İlk film desteği almanın tek kriteri "daha önce uzun metrajlı film çekmemiş olmak" mıdır? Sadece enteresan bir hikayesi var diyerek, yada ticari potansiyeli olabilir diyerek hiçbir çekilmiş işi olmayan, kariyerini başka alanlarda sürdüren, sinemada da şansını deneyen, yapımcısı olmayan kişilere kamusal bir fon tahsis edilmeli midir? Destekleme kurulu "git filmin teaser'ını çek görelim..." diyerek sorumluluktan kurtulmuş olmakta mıdır?

* Yapım destekleri arasında ertelenen bazı projeler var. Bu ertelenen projeler  arasında başarılı ilk filmlere imza atmış, uluslararası ödüller almış yönetmenlerin yeni projeleri de bulunuyor. Öte yandan desteklenen projeler arasında daha önceki filmlerinde herhangi bir pırıltı gösterememiş, gişe başarısı elde edememiş yönetmenlerin ve yapımcıların projelerinin olması epey düşündürücü.
 
* Post prodüksiyon, proje araştırma ve geliştirme destekleri duyurulmasına karşılık bu alanlarda hiçbir projenin desteklenmemesi önümüzdeki günlerde konuşulacak.
 
* Senaryo yazma dalında yüzlerce projenin "bir daha başvurmaları halinde  sonraki toplantıda değerlendirilmelerine" karar verilmesi açıkça bu projelerin okunamadığı anlamına geliyor.


* En önemli gelişme toplam destek tutarının artırılması... Yıllardır kemikleşmiş hale gelen film başına verilen destek miktarlarının artırılması önemli bir gelişme olarak görünüyor.

Uzatma Dakikaları'na göre sinema destekleme yasasındaki en temel eksiklik mevcut kanunun bir hedefinin olmamasıdır. Amaç ve kapsam ifade edilmiş, ancak hedefler belirtilmemiştir.

Ticari sinema mı desteklensin, festival filmleri mi desteklensin? Türk Film haftaları mı desteklensin, yoksa filmlere yurt dışı gösterim desteği mi verilsin?
Post prodüksiyon desteklensin mi desteklenmesin mi?

vb. sürüp giden  soru ve tartışmaların temel nedeni bizce budur.
 

Sinema Genel Müdürlüğü sinema desteklerinin sadece "operasyonel" tarafıyla ilgilenmek yerine bu sürece meslek birliklerini de dahil ederek net ve şeffaf bir vizyon ortaya koymalıdır.

Sinemamızın endüstrileşmesi ve kalıcı başarılara imza atabilmesi için ufukta başka bir yol görünmüyor.