2011 yılına kadar bir dvd kiralama şirketi olarak faaliyet gösterirken Netflix bu tarihte internet üzerinden yayına geçerek ve 100 milyon USD bütçeli House of Cards dizisinin yapımını üstlenerek adını geniş kitlelere adını duyurdu.
Bugün itibariyle Netflix yılda içerik üretimine 12-13 milyar USD harcayan bir deve dönüştü. Bu tutar dünya üzerinde görsel içerik üreten hiçbir Hollywood stüdysunun veya televizyon kanalının erişemediği bir meblağ.
Şirket 2017 yılında toplam 82 sinema filmi üretirken, örneğin Warner Bros'un sinemalarda gösterilen film sayısı 23. Stüdyolar arasında en karlısı olan Disney'in ise toplam 10 filmi gösterime girdi
Netflix 2017 yılında toplamda 700 civarında içerik üretirken bunun 100'den fazlasını diziler oluşturuyor. Televizyon ünlülerinden Ryan Murphy ile yapılan kontratın 300 milyon USD olduğu açıklanırken David Letterman talk şov için bölüm başına 2 milyon USD ödendiği biliniyor. Paranın gücü böyle bir şey. Şirketin içerik havuzunda David Fincher, Spike Lee, Cohen Kardeşler gibi isimler var. Michelle Obama bile Netflix ailesine katılanlardan.
Dünyada 21 ülkede faaliyet gösteren Netflix 2018 ilk çeyreğinde 7.4 milyon yeni abone edinerek dünyadaki toplam abone sayısını 125 milyona yükseltti. Bunun 57 milyonu ABD'deki aboneler oluşturuyor. Şirket şu anda bu abonelerden yılda toplam 14 milyar USD gelir elde ediyor. Goldman Sachs'ın projeksiyonlarına göre şirket 2020 yılı itibariyle içerik üretimine yıllım 22.5 milyar USD harcayacak.
Netflix'in şu andaki borsa değeri 170 Milyar USD, ki bu Disney'den bile daha yüksek bir piyasa değeri. Bu hızla büyümeye devam etmesi halinde Netflix 2026 yılı itibariyle dünya çapında 300 milyon aboneye ulaşacak. Bu da aylık ortalama 15 USD abonelik bedeli üzerinden yıllık 24 Milyar USD gelir elde edeceği anlamına geliyor
Kablosuz internet artık sadece yüksek kaliteli video içeriğinin izlenebildiği bir platform değil. Bunun yanısıra bildiğimiz televizyon mecrasının da kuralları değişiyor. Reklamsız ve zaman aralığı olmaksızın istediğiniz içeriği istediğiniz seyredebildiğiniz bu platform artık eski tv izleme kalıplarını da kökten değiştiriyor. Özellikle televizyon reklamcılığı bundan oldukça olumsuz etkilenmeye başladı bile.
Nielsen Data'ya göre ABD'de 12-24 yaş aralığındaki gençler 2010 yılına göre %50 daha az pay tv izliyorlar. Kablo tv operatörleri de buna karşı önlem alabilmek için kaliteli yüzlerce satlik drama serileri üretmeye başladılar. Bunun olumsuz etkileri de sinemada görülmeye başlandı: 2002 - 2017 arasında Kuzey Amerika (ABD + Kanada) satılan sinema bileti sayısı %20 azaldı. Film stüdyoları da artık ya blockbuster filmlere, yada kalabalıkla setyretmesi eğlenceli olan küçük bütçeli türlere (korku sineması gibi) ağırlık vermeye başladılar.
Netflix'in doğrudan müşteriye ulaşabilmesinin büyük bir avantaj olduğu görülünce Amazon, Apple, Facebook, Youtube, Instagram da dahil birçok şirket Netflix ile rekabet edebilmenin stratejilerini geliştirmeye çalışıyor. Youtube abonelik temelli bir hizmet başlatırken Apple içerik üretmek için bir Hollywood yöneticisini işe aldı. Amazon içerik için 2017'de 4 milyar USD harcadı. Disney de kendi içeriklerini sunacağı bir platform kurma işini hızlandırdı.
Endüstride köklü değişimlere yol açacağı kesin olan Netflix'i bekleyen zorluklar neler? Uzmanlar bu konuda iki önemli unsura dikkat çekiyor:
Öncelikle Netflix'e abone olmak kadar abonelikten ayrılmak da gayet kolay. Abonelik iptali ise şu anda %3.5 gibi yüksek bir oranda seyrediyor. Şirketi bekleyen bir diğer zorluk ise ise sunulan servisin bant genişliğine ihtiyaç duyması. Zengin ve güçlü rakipler Netflix'e karşı birleşir ve kendi platformlarına öncelik verme kararı alırlarsa bu Netflix için sorun yaratabilir. Tabii birçok ülkede faaliyet gösteren Netflix'in yerel hükümetlerle ve ülke kamuoyları ile hassas politik ve toplumsal ilişkileri nasıl yürüteceği konusu var. Onu da bize zaman gösterecek.