11 Kasım 2017 Cumartesi

Sinema Bankaları

 
Banka finansmanı sinema sektörü için ne yazık ki halen butik bir finansman modeli olma özelliği taşıyor. Bankalar özellikle Uluslararası Basel II Konferansı ile birlikte getirilen yeni düzenlemeler ve son küresel makroekonomik değişikliklerin ardından yüksek risk içeren sinema sektörü finansmanı yerine daha az risk içeren finansman modellerine yöneldiler.

Yatırımcılar artık sinema gibi yapısal olarak kırılgan, küçük ve orta ölçekte sınırlı sermayeye sahip şirketlerin faaliyet gösterdikleri riskli sektörlere yatırım yapma konusunda çok daha dikkatli davranıyorlar.

Bankalar açısından ise filmlerin finansmanı şirketlerin değil, projelerin finanse edilmesi anlamına geliyor. Yani kredilerin geri ödemesi yapımcıların başarısına, filmi önceden belirledikleri bütçe içinde bitirebilmelerine ve borçlarını ödeyebilecek miktarda gelir elde edebilmelerine bağlı. 

Bu nedenle bankalar henüz proje geliştirme aşamasında dağıtımcılarla MG (minimum garanti) anlaşmaları imzalamış veya televizyonlarla satış kontratlarını yapmış olan yapımcıları finanse etmeyi tercih ediyorlar.

Sinemada banka finansmanı bugün genellikle Avrupa'nın 5 büyük ülkesinde (İtalya, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya) kullanılmaktadır.

Sinema finansmanı anlamında beş kredi türü kullanılabiliyor:

1- Köprü Finansmanı (Gap financing): 
Yapımcı filmin bütçesinin %80 - %85'inin finansmanını çeşitli kaynaklardan sağlamış ise filmlerin çekimlerine planlandığı tarihte başlayabilmek için açıkta kalan %15 - %20'lik kısım için bu finansman türünden yararlanabilir. Bu durumda banka filmin finans planını, satış ve dağıtım potansiyelini inceleler ve uygun gördüğü projeler için bu finansmanı sağlar. İngiltere'deki Allied Irish Bank ve Alman Commerzbank ve NRW Bank bu tarz finansman sağlayan bankalardır

2- Geçici Finansman - Sözleşme İskontosu (Interim financing - contract discounting)
Yapımcılar tüm finans kaynakları (fonlar, dağıtımcılar, yatırımcılar vs) ile anlaşma ve sözleşmelerini yapsalar dahi bu fonlar belli vadelerle yapımcıya ulaşmaktadır. Geçici finansman yapımcının filmin çekim ve post prodüksiyonu sırasında bu vade gecikmelerinin harcamalarda aksama yaratmaması için yapımcıya düzenli nakit akışı sağlayan bir kredi türüdür. Natixis Coficiné, Cofiloisirs, Fortis Mediacom Finance (Fransa), Allied Irish Bank (İngiltere), Commerzbank, Hypovereinsbank, Investitionsbank des Landes Brandenburg (Almanya) gibi bankalar bu tarz krediler sağlamaktadır.    

3- Vergi Teşvik Finansmanı (Tax incentive financing)
Vergi teşviklerinden yararlanan yapımlarda genellikle bu devlet teşvikleri yapımın tamamlanmasından sonra ödendiğinden vergi teşvik finansmanında yapımcıya filmin prodüksiyonu sırasında gerekli olan nakit akışı sağlanır ve bu tutar bütçenin %20'sine kadar ulaşabilmektedir.  Vergi teşviklerinin daha güvenli bir alan olması sebebiyle pekçok bankanın  sinema sektöründeki tek finansman modeli vergi teşvik finansmanından ibarettir. 5 Avrupa ülkesindeki 9 banka tarafından bu finansman sağlanmaktadır:  ING TS Productions (Belçika), Raiffeisenbank/RC Consulting (Macaristan), Natixis Coficiné, Cofiloisirs ve Fortis (Fransa), Allied Irish Bank, Barclays Bank, Coutts & Co. (İngiltere), Anglo Irish Bank (İrlanda). 
4- Kurumsal Krediler (Corporate financing)
Kurumsal krediler yapım şirketlerinin son 2-3 yıllık bilançolarının ve menkul dönen varlıklarının incelenmesi sonrasında tahsis edilebilen kredilerdir. Ancak bankalar genellikle yıllık cirosu 10 Milyon Euro ve üzerindeki şirketlere bu tarz krediler vermekte, büyük çoğunluğu 2-3 yılda bir film üretebilen küçük ve orta ölçekteki yapım şirketleriyle ilgilenmemektedirler. Bu kriterlere uyan Almanya ve İngiltere'de 2-3 şirket bulunmaktadır. Avrupa'daki bankalar bu tarz kredileri daha çok Amerikan Stüdyoları için tahsis etmektedir. Buna karşılık televizyonlarla uzun vadeli iş ilişkileri olan televizyon yapımcıları için daha yoğun olarak kullanılan bir kredi türüdür.  

5- Banka Garantileri (Bank Guarantees)
Banka garantileri film yapım sürecinde mevcut riskleri azaltmak için kullanılan genel bir banka teminat enstrümanıdır.Örneğin: Bir filmin çekimlerf başlamadan önden satın alan ve ödeme yapan bir televizyon kanalı filmin çekimlerinin başlamaması veya yarım kalması gibi durumlara karşı güvence olmak üzere banka garanti mektubu isteyebilir.
Gelelim Türkiye'ye... Yeşilçam döneminin sinemalardan vadeli senetleri toplayıp sonra bunları çeşitli finansal aracılara ''kırdırarak'' nakde çeviren ve sonra o parayla film yapan yapımcı modeli geçmişte kaldı. Günümüzde kimsenin ''topa girmediği'' bir ortamda bankalar da pek farklı davranmıyorlar.

Türkiye'de sadece kanallara yüksek volümlü prodüksiyonlar yapan televizyon yapımcıları kurumsal kredilerden yararlanmaktalar. Yine aynı yıl içinde stüdyo mantığında fazla sayıda film üretebilen şirketler de teminat vermek suretiyle bu kurumsal kredilerden yararlanıyorlar. Ancak Türkiye'de halen ''yatırım finansmanı'' şeklinde herhangi bir film projesine finansman sağlayacak banka uygulaması mevcut değil. Bunda  sektörün küçük ve cirosu sınırlı yapım şirketlerinden oluşmasının yanı sıra Türkiye'nin makro ekonomik gerçeklerinin de payı var.

Belirttiğimiz finansman türlerinden özellikle geçici finansman - sözleşme iskontosu modelinin Türkiye'de de uygulanabilir olduğunu düşünüyoruz. Burada da karşımıza resmi kurumlarla (Kültür Bakanlığı, TRT) yapılan sözleşmelerde sözleşmenin teminat olarak kullanılamamasına yol açan maddeler konulmasının payı bulunuyor. Bir diğer önemli eksiklik ise bankalarda sinema sektörüne dair bir uzmanlığın olmaması ve sınırlı fonlar için fazla riskli olan sinema sektörünün üvey evlat muamelesi görmesi.

Öte yandan Avrupa'daki ortak yapım yaptığımız tüm yapımcılar bu filmlerle ilgili nakit akışlarını özellikle de kontrat iskontoları ile sağlıyorlar. Aksi takdirde zaten film yapamazlar. Bir filmin Türkiye'deki ana yapımcısı hiçbir finansal enstrümana sahip değilken o filmin Fransız veya Alman ortak yapımcısı kendi nakit akışını kendi çalıştığı bankadan sağlaybiliyor.  

Üyesi olduğumuz Eurimages yapımcılara film bütçesinin %17'sini geçmeyecek tutarda Köprü Finansmanı (Gap Finance) sağlıyor. (yani ''Eurimages desteği'' denilen şey bir ''fon'' değil ''köprü finansmanıdır'')

Dolayısıyla herhngi bir projenin hiçbir finansman açığı olmadığını varsaysak bile, Türkiye'deki tüm bağımsız yapımcılar için daima bir ''nakit akışı'' sorunu mevcuttur ve bu ''yapısal'' bir sorundur. Yapımcılar bunu kimi zaman ikili ilişkileri ile, kimi zaman vadeli ödeme seçeneklerini zorlayarak ''şimdilik'' aşmaya çalışmaktadır.

Kültür Şura'sına katılanların sektöre yönelik önerilerinden biri de ''Sinema Bankası kurulması'' idi. Belki tarihin bir noktasında Türkiye'de böyle bir banka kurulmak istenirse falan diye yazalım da kayda geçsin istedik efendim...